Öncelikle Limon Ağacı'na götürmek istemişti beni aslında, ama ben oraya daha önce gittiğimden ve açıkçası ..
Neyse işte atlayalım o kısmı, bir şekilde gitmedik. Zaten Taksim bile eksik geldi bugün diyeyim ben. Neyse ki Düş Kızı yanımdaydı :)
İstiklal'in üstündeki Ada kafeye oturduk. Böyle kitapçı aynı zamanda kafe olan o yer.
Yine çok sevdim ben tabi.
Böyle kafa kafaya verdik.
Bir oturduk, uzuuun uzun muhabbet ettik. O beni dinledi sağolsun, ortak oldu anlattıklarıma.
Ben onu dinledim, hem de çok büyük bir keyifle :)
Ogresi bugün gelmedi, geçen sefer tanışmıştık onunla da, fotoğrafçılığımızı yapmıştı :)
Bu sefer fotoğrafçımız yoktu tabi, ama biz yine de çekildik böyle :)
Sonra kalkıp Mustafa Abi'nin yerine gittik.
Vee Düş Kızı çantasından çıkarıp bana aldığı kitabı uzattı!
En sevdiğim hediye kitap! Beni öyle mahçup etti ki, bir o kadar da mutlu oldum :)
Hem de Ada Kafe'de tam da Oscar Wilde'ın kitabına elim uzanmıştı.
Şimdi karşımda "Oscar Nasıl Wilde Oldu?" kitabını görünce uçtum resmen.
İçinde Edgar Allan Poe'nun olması beni benden aldı. Düş Kızı'ndan ayrıldıktan sonra, eve giderken otobüste Edgar'ın olduğu kısmı okuyup bitirdim bile ve tüylerim diken diken oldu!
Dehşete düştüm!
Edgar sever biri olarak, hayatıyla ilgili bir kaç bir şey biliyordum ama, bunun her satırında mahvoldum.
Adamıma daha bir hayran kaldım ve bu durumla ilgili kesinlikle bir blog yazısı yazacağım.
Düş Kızım gerçekten Çok ama Çok teşekkür ederim sana!
Şu ortamın güzelliğine bir bakın.
Kahvelerimiz, önümüzde kitaplarımız.
Öyle güzel bir sohbet ettik ki, harikaydı.
Düş Kızı Murakami'nin kitabından alıntılar gösterdi, onları yorumladık.
Daha kitaba başlamadan heyecanım daha da arttı.
Biz birbirimizi bulduğumuz için nasıl mutluyuz anlatamam.
Daha şimdiden iyi dost olduk, bu böyle de sürüp gidecek tabi.
Sürekli maşallah deyip durduk zaten :)
Bugün o kadar güzeldi ki, dolu dolu sohbet ederken onca saat nasıl geçti bilmiyorum.
Kafam da bir o kadar rahatladı onunla konuşunca :)
Düş Kızı benim için candı, artık iyice öyle oldu. Her şey için teşekkür ederim benim güzel arkadaşım :)
Düş Kızı ile ilk buluşmamız için buraya,
Düş Kızı'nın blogu için de buraya tık tık :)
oha çok güzel ya
YanıtlaSilbirbirinizi tam bulmuşsunuz.
biz de buket'le blog sayesinde tanışmıştık ve tam dört yıldır arkadaşız hem de hayatımın anlamı oldu tam anlamıyla
böyle blog arkadaşlıkları öyle güzel ki
resimlere bayıldım.
birbirinize hediye ettiğiniz kitaplar.
seni gerçekten iyi tanımış ve nereden vuracağını biliyor eheheh :)
poe'nun hayatı gerçekten de ilginç. ben de çok az şey biliyordum onun hakkında fakat sonra uzun soluklu bir araştırma yapmıştım bu sene içinde :)
zevklerin öyle güzel ki.. fotoğraflar harika yaaa.. bak bak doyamıyorum :)
edit: birbirinize hediye ettiğiniz kitaplar demişim -.- onun hediye ettiği kitap diyecektim.. işte ekmek yemeyince erken bunuyorsun.
YanıtlaSilartığ.. onun kitabı önceden okuması ve yorumlaması çok güzel bir şey.. insanın gerçekten iştahını kabartıyor.. hatta sizlerin sayesinde kitabı alıp bir de ben okuyacağım ama gözüm yemiyor.. geçen diyenar da gördüm.. "taşıyamam ki la ben bunu" dedim.
nasıl bir edittir bu yareppim yazı kadar yorum yaptım.. allam taşolacam -.-
memento mori; seninle de şu zevklerin tutması olayı harika. sıkılmadan etmeden dolaşıyorum paso sayfanda. hele böyle gelip yazıyorsun ya, valla severim seni!
YanıtlaSilekmek yemeyince erken mi bunuyormuşuz ki. valla ne kötü. ahahah.
Biz kitabı bitirip bir yorum patlatalım, belki o zaman iştahın daha çok kabarır! :)
cesaret lazım, kendini hazır hissetmelisin tabi zira koccaman kitap :) ben de daha başlamadım, ama azimliyim :)
Maşallah size de, kurduğunuz güzel arkadaşlığa da.
YanıtlaSilKitaplar harika, siz harika daha ne olsun ama:)))
heloooo düş kızından ışınlandım sana, aslında cumarteai buluşacaktınız ki biz de seni tanıyacaktık olmadı görüyor musun :D
YanıtlaSilHehehe, nereden vuracağımı değil de nasıl sevindireceğimi bilmişim diyelim ;)
YanıtlaSilGerçekten çok güzel bir gündü tatlım :) Başka bir yazımda da senin bana hediye ettiğin defterden bahsedeceğim, unutmadım ;)
Nice güzel buluşmalara, sohbetlere :))
o murakami kitabı çantada taşınmadı di mi? n'olur taşınmadı diyin, yoksa kadın çantası fobim başlayacak. ceset taşınır çantalarda eğer o girdiyse :(
YanıtlaSil:P
okuyan; çok teşekkürler :)
YanıtlaSilHamide; çok memnun oldum geldiğine! :) aslında yarın da çok gelmek isterdim ama, başka bir arkadaşıma sözüm var gitmeden önce. çok isterdim sizlerle de tanışmak. bir dahaki sefere artık :)
Düş Kızı; uffacık bir şeydi o zaten yahu :) nice nice görüşmelere tabi :)
tulkas!?; ahahah, çok haklısın aslında. çanta boyutları gittikçe büyüyor, bu beni de korkutuyor :) ama yok, özen ve itinayla elde taşındı Murakami :)
:) iyi bari, gerçi elde taşımak için de baya kas gerekir. tırstım. heheh
YanıtlaSiltulkas!?; kitap taşımaktan bu kollar alışkındır ona :)
YanıtlaSilne zaman murakami kitabı görsem aklıma geliyorsun :D
YanıtlaSilZihnin Arka Sokakları; ahahah ne güzel! benim de aklıma sergül abla (serrose) geliyor. böyle dönüşümlü bi hal içindeyiz :)
YanıtlaSilÇok güzel 2 kitap (almak isteyip alamadıklarımdan henüz)ve çok güzel 2 hatun gördüm:)
YanıtlaSilSevgili Candy; düş kızını da gördüm bu blog vasıtasıyla.İki tane güzel hanımefendi,kahve,kitaplar,mekanlar,zamanlar diyeyim..
YanıtlaSilDüş kızının saçları çok güzelmiş ya bu arada,çok iyi bir ikili olmuşsunuz; siyah beyaz misali.
Candy herzamanki gibi pek neşeli,güzel çıkmışsın fotoğraflarda.
Bence de,iyi ki bulmuşsunuz birbirinizi =)
Ayrıca,tumblr sayfana bir bak derim.mesaj attım da =)
sevgiler
Lady Jane; çok teşekkür ederim leydim ceynn. blogların en iyi yanı bu gerçekten, güzel insanlar tanımak. düş kızını tanıdığım gibi, seni de tanımaktan çok mutlu oldum :)
YanıtlaSildüş kızını nasıl takip edebilirim ?? bloğu gizli
YanıtlaSil