İzmir'de günler hep aynı geçti aslında.
Gündüzleri uyku ve sıkılma arası bir hava, akşamları da dışarıda yürüyüşler falan.
Aslında yaşlı emekliler gibiydik.
Hal öyle olunca, sınavlar bittiğinde ikinci bir Foça çıkarması yapalım dedik.
Doyamamışız da biz oraya evcek.
Bu sefer iskelede oturmayı tercih ettik, denizini seveyim.
Sandviçler yaptık, yolluk yaptık oturduk yedik durduğumuz yerde.
Bütçe de kısıtlı olunca ve ona rağmen gitmek isteyince biraz zorlandık tabi
O yüzden yiyecek içeceğimiz evdendi, öğrenci hali.
Emektar çantaları taktık yine sırtımıza.
Az yol gelmiyorlar benimle.
Sahilde biraz Otostopçu.
Gidişimiz akşam üstlerine denk geldiğinden müthiş bir hava vardı, hiç bunalmadık.
Bütün bunların ve Foça'nın dışında, Bornova'da gittiğimiz yerler mekanlar da hep aynı.
Zamanımızın çoğu oralarda geçtiğinden.
Artık önlerinden geçerken neden içeri girmediğimizi sorar oldular.
Bıktık yahu diyemiyoruz tabi.
Fazladan ezmeler, domatlar geliyor her zaman gittiğimiz Korköz'de önümüze mesela.
Çılgın gibi saldırdığımız için her seferinde, artık normal rutin servisler bize yetmiyor.
Bir de burada, böyle güzel insanlar var.
Beri Blues kafa dağıtabildiğimiz tek yer ve bu insanlar da kafamızı dağıtabilen nadir kişiler.
Hele şu Yiğit bir yellow söyler diğerleri de öyle güzel çalar ki, alın böyle sevin onları.
Evlat gibiler.
Yaptıkları müzikle onlar bizi, programlarına giderek de biz onları yalnız bırakmıyoruz.
Bir ara ayrıntılı bir şekilde onlar hakkında bir yazı yazacağım.
Grup şu an pek bu şekilde olmasa da, bizim için hep böyleler.
Dün yolculuğa çıkacağımı söylemiştim ve iyi yolculuklar dileklerini ileten herkese çok teşekkür ederim :)
İstanbul'a dönerken artık yolları ezberledim..
Eskiden nerede olduğumu bir türlü çıkaramazdım.
Bu aslında beni sinir ediyor, bilmeden gidip gelmek güzeldi çünkü.
Neyse ki yol her türlü güzel.
Tek başıma müziğimi açtım, kitabımı okudum.
Feribotta gece vakti üşümenin kefini çıkardım.
Vee her yolculukta olduğu gibi, durak Bursa olunca otobüsten koştura koştura inip terminalde her zaman uğradığım yerden çikolatalı Saray Helva'mı kaptım.
Yanımdaki bütün varlığımı buna yatırabilirdim.
Yine istedim şimdi.
Gidip daha sonra yemek için bıraktığım bir kaç tane helvayı da mideye indireyim.
İstanbul'da olduğumdan artık sizi de daha çok takip edebileceğim.
Bloglarınıza uğramanın vakti :)
Herkese de iyi bayramlar diliyorum..