Uzun zamandır internete bile telefondan bağlanan biri olarak, şu minibukumun yüzüne bakmaz olmuştum. Bir format nelere kağdir.
Tire olsun, okul ve ev olsun hayat devam ederken yazacak bir çok şey birikti aslında. Her şeyi günlere yayıp rutin bir hal kazandıracağım yine. Blog olmadan pek tad alamadığımı fark ettim.
Asasör'e gittim mesela!
Evet bu gayet normal bir durum ama, 3 yıldır burada olmama rağmen "nedense" hiç fırsatım olmamıştı.
Sonunda Şebnem'le bir akşamüstü vakti gidip, hava kararıncaya dek oturduk, şiir okuduk.
Öyle güzel sohbet ettik ki, sanırım 3 buçuk saat boyunca aynı yerden kalkmamışız.
Bir gece vakti, bizim evlatlığımız Aytaç kendi evindeyken ne yaptığımızı merak edip sorduğunda cevabımız "ev hali" temalı bu fotoğrafla oldu. Pek düzgün olduğumuz söylenemez.
İibf sıralarından, bir ders arası fotoğrafı.
Şu sıralar okula bolca gidip, derste bolca kitap okuyorum.
Bu bir ironi olabilir ama, önümde okunacak bir şeyler olduğunda daha iyi konsantre olabiliyorum belki.
Sıkılmamı engelleyecek şeyler bunlar. Yoksa bunca sene gittiğim okullarda vakit geçmezdi :)
Yavaş yavaş anlatacak şeyleri toparlayıp günlük akışında devam edeceğim. Resimleri de format geleceği için hep başka yerlere aktardığımdan kısa anlatımlar olabilir şimdilik.
Bloglarınıza saldırmanın vakti geldi, geçiyor bile!