9 Şubat 2016 Salı

Babil.com Alışverişi

Kitap yazısı is coming!..

Halihazırda bulunan kitaplığımda yer kalmadığı için kendime 25.kez ne sözü verdim? Kitap almama sözü.
En azından okumadığım birçok kitabı okuyana kadar kendimi tutmam lazım dedim mi? Evet.
Hadi onu da geçtim, birkaç raf daha alana kadar idare etmem lazım mıydı değil miydi? Lazımdı.
Peki ben ne yaptım?
Tabii ki bir kitap alışverişi!
Nasıl hissediyorum? İnanılmaz mutlu yahu :)

Yani nasılsa alacağım kitapları okumak istiyorum. Bir şekilde ilerleyen zamanlarda da okumak istediğim için bunları alacağım. E o zaman niçin beklesin benim dostlarım kitap evlerinin raflarında, depolarının soğuk rutubetli köşelerinde? Ha yerim yok ama bir şekilde masamı, sandalyemi, hiç olmadı yatağımın bir kısmını paylaşırım kendileriyle yani ne var.
işte böyle de düşünürken birkaç kitaptan ne olur dedim ve kendimi kitapyurdu' nda, idefix'te buldum. Sonra babil.com'a bir uğrayayım dedim ve belli başlı kitaplardaki indirimler beni cezbetti. Sitede baya vakit geçirdikten ve sepeti doldurup doldurup boşalttıktan sonra ben uzunca zamandır istediğim bu kitaplarda karar kıldım:


Hiçlikten Gelen kız, Stephen King'in referansıyla ne zamandır aklımdaydı. Çok dikkat çekici bir konusu olduğuna inanıyorum. Çok büyük bir beklenti içindeyim nedendir bilmem. Görüciğiz.

Bayan Peregrine'in Tuhaf Çocukları! Bu kitap şu sıralar tam bir instagram yıldızı. Şöyle okuyorum, böyle bayılıyorum, kahvem ve tuhaf çocuklar, puanım şu falan yorumlarını gördükçe ilk defa bir kitap için neymiş dur ben de bir bakayım dedim. Normalde bütün bu okuma seli geçtikten sonra etraf durgunlaşınca, abartılı yorumlar susunca okurum ama, bu kez herhalde çok fazla beklemeyeceğim.

Fi'yi uzun zaman önce okumuştum bir başkasından ama açıkçası yarım yarım gitmişti. Zaten kitap benim değilse okuma verimim gittikçe düşüyor. Bu yüzden başkasından kitap almıyorum. Ha bir de ben de başkasına kitap vermiyorum. Veremiyorum yani, elim gitmiyor. En sonunda sana ben hediye alacağım söz diyorum. Yeter ki kitaplığımdakini istemesin.. Kitap bencili insanım yemin ederim.
Her neyse, tekrar okumak farz oldu.

Murakami'm canım benim! Okuyamadığım birkaç kitabından biri Renksiz Tsukuru Tazaki'nin Hac Yılları. Sabırsızlanıyorum açıkçası. Bayılıyorum onun anlatım diline, belirsizliklerine.

Ve Philippe Petit. Bu adam yıllar önce hayatıma, tesadüfen bir gece yarısı Ntv'te izlediğim (Sonraları 9 kez tekrar tekrar izleyeceğimi bilmiyordum daha) belgeseli Man On Wire ile girdi. Ama ne belgesel! Kendisi bir ip cambazı. 11 Eylül saldırılarından önce halihazır yerinde duran İkiz Kulelerin arasına çelik halatını gerip üzerinde yürümüş ve bu hikayesini de Man on Wire ile anlatmış.
İnanılmaz bir adam.Onun üzerine ayrı bir yazı yazmak istiyorum. Benim için anlamı yalnızca bir alışveriş yazısında üstünkörü kısa kısa bahsedemeyeceğim kadar mühim! 
 Bu kitap da onun çalışma şekli ve yaratıcılığı üzerine yazmış olduğu eseri. Kusursuz Suç'unu anlatıyor. Başladım bile! :)

Babil.com üzerinden yapmış olduğum kitap alışverişi bu şekilde. Kitaplarımın yanına Arka Kapak dergisinin şubat sayısını ve birkaç not defteri de eklemişler. Benim için en önemlisi ise özenli paketlenmiş olmasıydı. Buna rağmen Philippe'nin kapağının ortasında hafif katlılık izi var ama onun dışında gayet memnun kaldığımı söyleyebilirim. O da benim takıntılı halimden dikkatimi çeken ilk şey oldu :)

Çokça gülün!
Bol kitaplı günler!

2 yorum:

  1. fi serisini bitir canım, kitap okur olup da okumayanları dövüyolarmış :)
    Murakami'ye yeni başladım 3 kitabını okudum ard arda 4.ye başlamak istiyorum, hiçbir şey onun yerini tutamıyor şu an ama aynı şeyi okuyormuşum gibi hissetmeyeyim diye ara verdim. Diğerlerini okuyunca yorumlarını alırız artık, ona göre okuruz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ya sorma nereye baksan fiçipi :)
      Murakami bir tanedir ya, ama iyi yapmışsın ara vermekle çünkü tarzı her kitapta aynı, daralabilirsin :)
      Yazacağım okuduklarımı bakalım, arada daha okumam gereken bir çok kitap var kafa karışık :)

      Sil

"Kaybettiği her şeyi geri alma derdindeydi, kayıplarının sonu yoktu, hayat sonsuza kadar böyle devam edecekti."
Jack Kerouac