6 Şubat 2016 Cumartesi

Kafamda Çalanlar #10


 Bu Nordik kızımızla geçiriyorum çoğu vaktimi şu sıralar. Böyle üzerimde bir İskandinav soğukkanlılığı var. Nasıl bir tabirse yani.
Yorumsuz ve izleyiciyim uzun zamandır. Çoook uzun zamandır.

  Kafamda sürekli;
"Now take me home

 Take me home where I belong

satırları dolanıp duruyor.

  İçimde sürekli bir şey unutmuşum hissi. Evden çıkarsınız ve gittiğiniz yerlerde aklınıza sürekli sanki evde bir şey unutmuşsunuz düşüncesi takılır durur. Yahu bir şey unuttum ama ne? Hah! Cevabını hiçbir zaman bulamadığımız o his.

  Nereye gidersem gideyim, kiminle olursam olayım kafamda dönüp duran "unutmuşluk hissi"ni çok uzun zaman sonra buldum ben. Bu seferki bir anahtar, telefon, cüzdan ya da saçlarım beni olur da bunaltır diye sürekli çantama sokuşturduğum lastik tokalar değil. Olur da dışarıda bir yerlerde okurum diye yanımdan ayırmadığım kitaplarım değil. Birden acıkma krizlerimden birine girerim diye iç ceplerimde duran çikolata değil. Kulaklıklarım bile değil bu kez!

Bu ben, olduğum kişi değilim. 

  Ben kendimi unuttum! Halbuki bulmam çok zamanımı, anlatılamayacak kadar fazla çabamı almıştı. Şu hayatta en çok emeğin nerede, kimde var deseler hiç düşünmeden kendimde derim! Bu bedeni 25 yıl ayakta tutmak hiç kolay olmadı. Hala kolay değil. 

  Her şeyin yanında fikirlerim, tercihlerim, isteklerim, istemediklerim, doğrularım, yanlışlarım, kararlılıklarımdı beni ben yapan. Bunların birini alsanız, hiçlikten öte bir şey kalmaz geriye. Kaybolurum yine o boşlukta. Ayaklarım yatağımdan çıkıp yere bastığında, istediğim her şeyi gerçekleştirebilme gücüyle başlardım güne. Ne büyük güçtür o bilirsiniz!

  Şimdiyse en önemli soru nasıl geri getireceğim? Geri dönüp baksam mı, orada mıdır? Ayakkabılarımla girsem içeri. Topuklarımla ilerlerim belki. Sessizce alsam çıkarsam kendimi, içerisi kirlenir mi ki? Kirlense de görmezden gelinmez mi? Belki.

Kafamda Çalanlar serisini 2012'de bırakmışım. En sonuncusu için şöyle buyrun: Kafamda Çalanlar #9

Şarkı: Aurora-Runaway

Bol gülün!

2 yorum:

  1. Sevgili kendim; biliyorum bir çok şeyin hayallerini kuruyorsun, çok şey istiyorsun ve gariptir ki inaniyorsun. Ne yazık hayat seni oyle yerlere atacak ki şuan söylesem bile 'dünyayı kurtaracak' güce sahip oldugun icin anlayamayacaksin.
    Sevgili kendim; çok kere kan revan icinde kalacaksin, ayriliklar yasayacaksin,parasiz kalacaksin,yapayalniz olup aynalara bakmaktan utanacaksin,goz yasin akamayacak hallere geleceksin,kulak organina sahip olmasaydim diyecegin sozler isiteceksin,kanin cekilecek, gozlerin kararacak, dunya sen dururken seni hortumuna alacak, herkes ilerlerken sen agir cekimde kafani gomdugun fanusundan bakacaksin, kulaklarinda ugultu ve cigerinde bir telas yankisi da cabasi kisacasi;robot gibi yasamaya başlayacaksın,uzulmeye bile vaktin olmayacak, ve tam bitti derken can arkadaslarina gelecek sıra,ama kaygilanma; biriniz kol olacak biriniz ayak yinede devam edeceksin!

    Kim oldugunu unuttugun zamanlar da düşün, kaç kere kol bacak olduk, gerektiginde hissizlesen yerine hisleri olan hissetti.
    Suan kaybettigin 'sen' yerinden bana gülümsüyor.
    Kim bilir belki biri acil durum cagrisi yapmistir da yardima gitmistir ne dersin :)

    YanıtlaSil
  2. Ya ağladım ya. Nasıl bir kendine getiriştir bu kilometrelerce öteden! Birbirimizin yanında olduğumuz sürece, kim unutmuş kendini nerede unutsun ki!
    İyi ki varsınız, iyi ki!

    YanıtlaSil

"Kaybettiği her şeyi geri alma derdindeydi, kayıplarının sonu yoktu, hayat sonsuza kadar böyle devam edecekti."
Jack Kerouac