27 Ağustos 2015 Perşembe

Rengarenk Murakami


  Murakami okumaya İmkansızın Şarkısı ve Sahilde Kafka ile başlamıştım. Kafka Tamura hala hayatımda bir yerlerde dolanmaya devam ediyor. Hayatınıza giren bir kahraman bir daha çıkmıyor. 1Q84'te olduğu gibi.

  Aslında Murakami öyle tuhaf bir yazar ki, ya çok seviyorsun, ya da hiç haz etmiyorsun.
Gördüğüm kadarıyla "eh işte" diyene rastlamadım. Hep bu ikisinden biri. Hoşlanılmamasının nedeni aslında basit. Hikayede kesinlik isteyenler, "tamam kitabın sonu öyle bir bitecek ki, her şey yerine oturacak ben de rahat bir nefes alacağım" diyenler, genel anlamda kitaplarından hoşlanmayanlar diye düşünüyorum ki çok anlaşılabilir.Çünkü gerçekten insan bazen yazarı da sevse, ne yazsa okuyacak durumda olsa da o "son" kısmın direk bir yere bağlanmasını istiyor.

  Ben çok sevenlerdenim. Bayılarak okuyanlardanım. 1Q84'ün çok sevdiğim kısımların altlarını çizerek, post-it leyerek okumuştum. 1250 sayfa olmasından dolayı da ortaya böyle rengarenk bir görüntü çıkmıştı. Yoksa Murakami'nin öyle "renkli" bir dünyası olduğu söylenemez :)

  Kaygılarla, umutlu umutsuz sevgilerle, gizemle, olağandışılıkla doludur. Önce seninle tanışır ve fonda hiç durmak bilmeyen bir playlist ile yolculuğuna eşlik etmeni sağlar. Yönü o belirler, durakları da o seçer. Gittiğin bardaki içkiyi, mola yerinde yediğin yemekleri, yol için zulaladığın her şeyi o ısmarlar. Gerçekleri söyler, kalbini kırar. Meraklandırır, sabrettirir. Son ipuçlarını açtığında seni müsait bir yerde indirip kendi hikayesini sana emanet eder. Orası sayfaların bittiği yer işte.

Sonu kurduğum hayallerle renklenen, ya da daha çok dibe batırdığım kitaplar. Demem o ki, kitaplarında son diye bir şey yok. Olduğunu sanıp rahatlasanız da, bir bitiş cümlesiyle bin kapı açabilirsiniz.

Ne adammış be! :)

Rengarenk Murakami'den birkaç alıntı, tespit vs. Fonda Sinfonietta ile;












10 Ağustos 2015 Pazartesi

D&R Kampanyası - Payıma Düşenler



  Bir kitap yazısıyla Merhaba!

  D&R' ın artık gelenekselleşmiş 5-10 TL kampanyalarından her yıl kendime yeni kitaplar düşürme derdindeyim. Sağ olsun her seferinde benim için de mutlaka bir şeyler ayarlamış olur sevgili Can Yayınları ve Doğan Kitap. Bu kez Kırmızı Kedi ve Everest'in de birer kitabının peşine düştüm.
Bu kampanyayı şimdilik 6 kitapla kapatmış bulunuyorum. Yani umuyorum. Almayayım diye gitmiyorum, bu sefer web sitesinden şöyle bir bakasım geliyor. Yenileri mi ekleniyor ne? Sadece bakıcı iken, yine alıcı oluyorum. Gerçekten artık okumam gereken yığınla kitap birikti ve onların azalması gerek. Yani biraz sakin olayım artık.

  Asi Melekler, 2010'da ilk çıktığında dönemlik bir buhranla bana vampirlerden, kurt adamlardan, cadılardan ve bilumum fantastik güçlerden fenalık geldiği için (ki çok severim), bir de düşen meleklere bulaşmak istememiştim. Ama iyi de kötü de olsa bir okumak istedim tabi. 10 sene Supernatural izledik, düşmüş melek nedir iyi biliriz. Bir merakım var doğal olarak. 10 TL'lik bölüme geçiş yapmış. Doğan Kitap.

  Kızıla Boyalı Saçlar alma sırası gelemeyen kitaplardandı. Kampanyada görünce de beklemedim artık. "Kızıla Boyalı Saçlar insan özgürlüğüne yazılmış bir övgü" demiş Kostas Mourselas. Bana can ev arkadaşı Şeboli' yi hatırlatır ismiyle.  10 TL kampanyasından. Kırmızı Kedi.

  Dünya Ağrısı, Ayfer Tunç'un okuyacağım ilk kitabı olacak. Ayfer Tunç benim, okumaya geç kaldığım yazarlardan biri. Dünya Ağrısı ilk kitap olarak doğru bir tercih mi bilmiyorum ama, arka kapak yazısından ve okuyan arkadaşlarımın paylaşımlarından pek yanlış bir tercih olduğunu düşünmedim. Can Yayınları, 5 TL kampanyasından.

  Yetim Kalacak Küçük Şeyler, Oya Baydar'ın okuyacağım ikinci kitabı olacak. İlk olarak Kitap Ağacı ile birlikte Elveda Alyoşa' yı okumuştuk. Dili çok akıcı ve etkileyici olduğunu düşünüyorum. Can Yayınları, 5 TL Kampanyasından.

  Ve Susanna Tamaro. Okumaya yine geç kaldığım ve sürekli "yok ya ben okumam öyle şeyler" dediğim Yüreğinin Götürdüğü Yere Git kitabıyla tanıştım onunla ilk. Kitabı bitirdikten sonra, "aferin ön yargına senin!" demiştim. Ne demek ben okumam öyle şeyler! Sonra "Her Melek Korkunçtur" adlı bir nevi otobiyografik kitabıyla tamam dedim, bu kadın sen gibi. Ondan böyle içine oturdu. Neredeyse tüm satırların altı çizilidir. Şimdiyse sıra, Kökler, Yollar ve Yitik Benler'de. Can Yayınları, 5 TL kampanyasından.

Bunlardan sonra dönüp dolaşıp aldığım bir kitap daha var.



  Kestik, Diyor Yönetmen, kapağındaki Ahmet Ümit yorumuyla dikkatimi çekti "Yumruk gibi bir roman". Arka kapağa baktığınızda Selim İleri' nin de bir yorumu bulunuyor. Bu referanslarla aldığım, açıkçası içeriği benim için sürpriz olacak bir kitap. 10 TL kampanyasından, Everest

Çokça çeşit, iyi de kitaplar var. Hala devam ediyor, süresini tam olarak bilemiyorum. Benim payıma düşen bu 6 kitap oldu. Bir kampanyayı makul bir miktarla atlattım sayılır. Bakalım elimde okuyamadığım hangi kitaplarımdan sonra bunlara sıra gelecek? Aralarında okuduklarınız, öne al dedikleriniz, ya da hiç başlama bile dedikleriniz varsa paslaşalım.

Sağlıcakla Kalın efendim! 

4 Ağustos 2015 Salı

Sweet Home


Uzun uzun zaman önce şu internet dünyasının derinliklerinde Sarı bir bloggerın yaşadığı gizli bir "ev" varmış. Hah işte o ev, bu koskocaman blog dünyasıymış! 
İçimde kalan her şey, bloga ara verince içimde büyümeye devam etti. Sanmayın ki yazmaya değecek bir şeyler bulamadığım için uzak düştüm. Yazmaya değecek ne çok şey var oysa! Blog değil ama, beni dış dünya yorduğu içindi bu ara. Belki de bir çok blog yazarının yaşadığı bir sorundu. Ne yazacağıma, neyi nasıl yazmam gerektiğine müdahale edildikçe, ben yorgun düştüm! Sonra dönüp dolaşıp eski yazılarımı okudum. Kendi kendime güldüm, eğlendim, hüzünlendim, o yazıyı yazarken ne hissettiysem yine aynını hissettim. 
Vay be dedim! Neler etmişsin!

Demek ki neymiş, insanın blogu kendisinin eviymiş. İnsan orada kendine yer ayırıp, düşüncelerini paylaştıkça, çoğaldıkça her şey daha umutlu imiş.
Yani diyorum ki, AÇILIN! BEN GELDİM! :)

Burada yine benim kitaplarım, müziklerim, filmlerim, gittiğim yerler, gördüğüm güzellikler, etkinlikler, yenilikler, eskicilikler, hastalıklar, sağlıklar, iyi-kötü günler, gülüşmeler, kahkahalar, zaman zaman ağlaşmalar, çiziktirdiğim resimler, düşünceler, paylaşmalar olacak.
Özetle;
Ben ne yazmak ve  ne hakkında konuşmak istersem onlar yer alacak.
Ben tekrar Hoş buldum, Sizler tekrar tekrar Hoş geldiniz!
Bol bol görüşmek dileğiyle!

Yoldaa

İnstagram: yoldaa
Twitter: OnnTheRoad