24 Nisan 2013 Çarşamba

Bir İstanbul Çilesi

İstanbul'a gelir gelmez yığınla misafir ağırlamak, dünü yeterince yorgun kapatmama sebep oldu. Bu sabah uyandığımdaysa, ananem tarafından defalarca dürtülerek uyandırıldım. Evet sinirlendim, ama özlemişim. Napayım.
Ablamın Eylül 1'de evlenecek olması ve benim yeterince geniş bir insan evladı olmam sebebiyle, aylar öncesinden giyeceğim elbise-ler aradan çıkarılsın istenmiş ve buralara kadar getirtilmiş bulunmaktayım. Bugün bu amaca yönelik bir atak gerçekleştirip, ablam ve annemle Kapalıçarşı'nın kalabalık kollarına bıraktık kendimizi.


İlk başta sakin gibiydi ortalık. Ama ben sonra bütün İstanbul'un orada toplanacağını nerden bilebilirdim ki.
Zaten alışverişten nefret ediyorum, onu geçtim İstanbul'un bu iğrenç kalabalığıyla birlikte kendisinden de nefret ediyorum. Bir de üstüne o kalabalığı yara yara yürümek hiç iyi gelmedi bana.

 

Daha ilk dakkalardan yenilgiye uğramış bir Sarı var buralarda. 
Neden, çünkü gittiğimiz nalet olası terzinin ağzındaki sakızla benimle iletişime geçtiğini sanması beni tüm gün sürecek bir sinir harbine maruz bıraktı.
Nasıl aptallaştığımın ispatı gibi bu.
Nolur o sakızı hunharca çiğnemeden önce bir düşünün!
Ahh.


Dışarlarda hava aldık, dinlenmeden yorulmaya fırsat olmadan bütün çarşıyı alt üst ettik.
İtinayla bana kumaşlar seçildi, ne söylendiyse he dedim. Çünkü ben kıyafet işinden anlamıyorum.
Neyse ki nikahta kırmızı giyeceğime hem fikirdik.
Elbiseyi de en azından bir emeğimi yansıtmak amaçlı kendim çizmeye karar verdim.
Derin bir yırtmacı olacak ve dekolteyi de basacam. Bana bırakmayacaktınız.


Yorgunluk ve sinire rağmen yine de yüzümde masum bir gülümseme hakim. Yoksa yanımdaki hatunlar beni lime lime edecekler!


Ne kadar yorgun olsam da, onlarla vakit geçirmeyi çok özlediğim için hiç sesim çıkmadı.
Her söylediklerine beklenmeyecek şekilde anlayışla karşılık verdim, ilk defa.
Zaten içim huzur dolmuş arkadaş.

Eve döndüğümüzdeyse, en son ananemin o müthiş yemeklerinden yerken kendimden geçmişim.
Geldiğinden beri napıyorsun desen, vericeğim tek cevap yemek yiyorum! olucaktır zaten.

23 Nisan 2013 Salı

Sınavlarla Geçti Günler..

2 hafta boyunca yığınla sınavım vardı. Öyle çok streslere girdiğim söylenemez, sanırım ilk defa. 
Hep daha rahattım, yayarak çalıştım falan. Hızlı bir tur atacağım fotoğraflarla :)


İbret olsun diye Forum'da içtiğim o nalet olası kahveyi ekliyorum.
Hayatımda öyle kaynar bir şey içmedim ve damaklarım 1 hafta şiş dolaştım. Kimsenin bana inanmayışı da cabası tabi.


Eve çıkmadan önce, Ege Üniversitesi Öğrenci Köyü'nde kalıyordum. Blogu takip edenler bilirler.
Sınavımın test değil de klasik oldğunu öğrendiğim bir gün, koşturarak rapor alıp sınava girmeyişimden sonra anılarımı yad etmek için köye koştum.
Bütün blok ayağa kalktı, yöneticimin beni görmesiyle. 
Mutluluk sebebi olduğumu söyleyen bir sürü insan var orda. Ben zaten mutlu olduğumdan, saçıyorum etrafıma demek ki.


Ev arkadaşlarıyla birlikte dışarda vakit geçirmek için, bir tiyatro yapalım dedik.
Üniversite tiyatrosunda, Getto'yu izledik. 
Tamamen profesyoneldi gençler. Hayran kaldık diyebiliriz.


Günlerimi yayarak anlatıyorum :)
Evde oturduğumuz bir gün, "Sen Hiç Ateş Böceği Gördün Mü?" günümüzdü.
Çook eskiden izlemiştim. Hatunlarla toplanıp tekrar izleyince bazı yerlerde yine kendimi gördüm.
Trajikomik bir hikayenin başrol oyuncusu gibi.


Evlatlığımız var demiş miydim? :)


Şebnem'le Duygu bir cuma günü bisiklet kiralamışlar. Ben yanlarına gidince, Duygu'yu önüme alıp sürmek zorunda kaldık.
Bir de elimize oturduğumuz kafede gül tutuşturdular.
Adalar'da bisiklet süren iki sevgili gibi dolandık Bornova sokaklarında :)


Şebnem, Özkanlar'dan Bornova'ya kadar bisiklet kullanmayı bilmediğini söyleyememiş.
20 dakikada öğrendi.
Tatlılıktan gebericek bir ev arkadaşım var.


Şebnem'in tripli halde evden çıkıp kıçını dönüşü.
Ne olduğunu hatırlayamayacak kadar çok gülmüştük :)


Ve sonunda valizimi toparlayıp, İstanbul'a geldim. 
Benim genel valiz anlayışım iki parça eşya ve, yığınla kitap defter. 
Gelmeden önce uyarı almama rağmen kitap doldurdum. Onlar olmadan nefes alamıyorum çünkü.

Herkese tekrar tekrar merhabalar!