Tire yolcusu olduğumu yazmıştım, bu postta. Ben gittim geldim, dinlendim.
Kısacık 2 gün çok iyi geldi.
Cuma günü İzmir'de delicesine sıcak vardı. Ikea'nın ordan geçmişken şu buzlaşlardan aldık.
Yani buzlaş diyorum, çünkü bu elimdekinin adını bilemedim şimdi.
Ama yeşil elmalısı çıkmış, müthiş.
Trende sıkıllan Şebnem biletten kelebek yaptı sonra. Pardon papyon. Belki ikisi de değildir, çok kararsız.
Tire'ye gittiğimizin ertesi günü böyle yollardan geçtik, dağlara çıktık.
İnsanlar yamaç paraşütü bile yapıyorlardı, en tepede bir alan varmış oradan atlıyorlarmış.
Yamaç paraşütünü iki sene boyunca düzensiz gitmekten dolayı bırakan bir insan olarak, çok kıskandım.
İçim gitti baya.
Sonra bu manzarayı gördük.
Önceden demiştim denizi eksik sadece diye, öyle ama yine de çok huzurlu görünmüyor mu?
Biraz daha yukarılara yol alınca yol kenarında gördüğümüz böğürtlen ağaçlarına daldık.
Yani ben kendimi biraz fazla kaptırıp tırmandım oralarda bir de. Valla.
Ama sonuç şu şekildeydi;
Olmuşları toplamakla yetindim, diğerleri çok ekşi geldi millete.
Ama ben yine de yedim.
İyi ki oramız buramız şişmedi, alerji olmadık.
Buradan böğürtlen çılgını anneme bi selam çakıyorum, senin yerine de yedim ben hatun.
Bu kestaneler de benim şaşırmam sonucu fotoğraflandı. Daha önce hiç görmemiştim ama.
Arkada gülmekten yarılan Şebnem kestaneyle uyumlu mudur bilemedim.
Ve o günün akşamına gelirsek eğer;
Böyle mükemmel bir sofrada olduğumuzu söyleyebilirim.
Duygu'nun babası harika saz çalıyor.
Hal böyle olunca haydi bakalım diyerekten birer duble rakı konuldu ve babasının söylediği türkülere annesinin de güzel sesiyle eşlik etmesini hayranlıkla izledik. Onların ikisi de müzik öğretmeni, bu yüzden o ahengi tahmin edersiniz.
Eh biz de eşlik ettik tabi, efkarlanarak.
Sabah kahvaltı için Kaplan denilen dağa çıktık.
Evden bir şeyler hazırlayıp, ormanın içinde arabanın üzerine kahvaltımızı hazırlayarak yedik.
Ispanaklı pideyi de ilk defa yedim, harika bir şeymiş.
Açıkhava beni çarpmış olmalı, zira gözlerim küçülmüş.
Biraz da tepelere doğru yürüyüş yaparak tren saatimizin gelmesini bekledik.
Benim açımdan harika bir hafta sonuydu. Özellikle o müzik ziyafeti, müthişti. Güzelce kafamızı dağıtarak döndük Bornova'ya.